10 Şubat 2009 Salı

Avian İnfluenza (Tavuk Vebası, Kuş Gribi)

1. Giriş

Avian influenza, halk arasında tavuk vebası veya kuş gribi olarak da bilinen, influenza A grubu virüslerin neden olduğu, kanatlı hayvanlarda solunum ve sinir sistemine ait belirtilerle birlikte yüksek morbidite ve mortalite hızı ile seyreden akut kontagiyöz bir hastalıktır. Hastalık çok büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır.

İnfluenza virüsünün A, B, C olmak üzere antijenik tipleri mevcut olup, B ve C antijenik tipinin sadece insanlarda hastalık oluşturduğu, A tipinin ise kanatlılarda solunum ve sinir sistemine ait belirtilerle karakterize avian influenza (Tavuk vebası) hastalığına sebep olduğu bilinmektedir.

Avian influenza, Ortomyxoviridae ailesinden influenza grubuna ait RNA genetik materyali bulunan influenza A virüsüdür. Patojenitelerine göre değişmekle birlikte, kanatlı hayvan türlerinden izole edilen bir çok serotip bulunmaktadır; bilinen 15 farklı Hemaglutinin (HA) ve 9 farklı Neurominidase (NA) tipinin varlığı söz konusudur. Bilinen bütün yüksek patojeniteli epidemilerin İnfluenza A virüsünün H5 ve H7 tiplerinden kaynaklandığı bildirilmektedir.
2. Bulaşma ve Epidemiyolojik Bilgiler

Virüsün hava yolu ile taşınması bir kaç kilometre ile sınırlıdır. Ayrıca hastalık böcekler, kan emici sinekler ve kemiriciler vasıtasıyla enfekte hayvanlardan duyarlı olan hayvanlara mekanik olarak bulaştırabilmektedir. Kuluçka süresi birkaç saat ile 2-3 gün arasında değişebilmektedir.

Avian influenza 100 yıl önce ilk olarak İtalya’da tanımlanan ve dünyanın değişik yerlerinde de zaman zaman epidemiler şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalığın doğal saklayıcısının göçmen su kuşları -özellikle yaban ördekleri- olduğu belirtilmektedir. Virüsün saklayıcıları enfeksiyona dirençlidir; ancak, diğer kuşlar duyarlıdır. Evcil kanatlı hayvanlardan tavuklar ve hindiler hastalığa oldukça duyarlı olup, bu hayvanlarda hızlı fatalite ile seyreden epidemiler şeklinde otaya çıkmaktadır.

Hastalığın horizantal bulaşması (yatay bulaşma, hayvandan hayvana bulaşma) çok rastlanan bulaşma şeklidir. Vertikal bulaşma (dikey bulaşma, tavuktan yumurta yoluyla civcive geçiş) ile ilgili kesin bir kanıt bulunmamaktadır.

Enfekte hayvanlardan elde edilen yumurtaların kabuklarında etkenin varlığı belirlenmiştir.
Hastalık kanatlılarda hafif bir hastalık tablosu şeklinde veya yüksek bulaşıcılık ve hızlı fatalite gösteren ciddî epidemiler halinde karşımıza çıkmaktadır. Hastalık etkeni enfekte hayvanlarla doğrudan veya dolaylı olarak temasta bulunan evcil kümes hayvanlarına bulaşmakta ve bu hayvanlar da şiddetli salgınlara sebep olabilmektedir. Hastalıkta morbidite ve mortalite hızları % 100’dür.

Kuş ithalat ve ihracatlarının hastalığın epidemisinde önemli yeri bulunmaktadır. Hayvan sirkülasyonlarıyla virüsler büyük bir alana yayılmaktadır.

Son yapılan araştırmalar, virüsün esasen düşük patojeniteye sahip olduğu, ancak kanatlı popülâsyonu arasındaki kısa süreli dolaşımı ile mutasyona uğrayarak yüksek patojenite kazandığı merkezindedir.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) 1983-1984 epidemisinde H5N2 virüsü başlangıçta düşük bir mortalite hızına sahipken, altı ayda yüksek bir patojenite kazanarak yaklaşık % 90’larda seyreden bir mortalite hızına ulaşmıştır. Bu epidemide, kontrol için ABD’de yaklaşık 65 milyon dolar değerindeki 17 milyon kanatlı hayvan itlaf edilmiştir.

İtalya’daki 1999-2001 H7N1 influenza A alt tip epidemisinde de başlangıçta düşük patojenite gösteren virüs, 9 ay içinde mutasyona uğrayarak yüksek patojenite kazanmıştır. Bu epidemide de yine 13 milyon kanatlı hayvanın bir kısmı ölmüş, bir kısmı da itlaf edilmiştir.
Enfekte çiftliklerin karantinaya alınması ve etkene bir maruziyetin söz konusu olduğu sürülerin itlafı ile standart kontrol metotlarının uygulanması hastalığın yayılmasını engellemek için gereklidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder